Hukuk Fakültesi’nden çıktıktan sonra sudan çıkmış balığa dönmek…
Hukuk Fakültesi son sınıf veda dersinde hoca 4 yılı özetleyen kilit cümlesiyle derse veda eder: “Buradaki eğitiminiz boyunca size hukuk kazanından bir kepçe verdik, kazanın geri kalanını siz uygulamaya geçtiğinizde, mesleğe başladığınızda kaşık kaşık kendiniz alacaksınız”.
Hocanın söylemiş olduğu bu söz fakülteden mezun olunduğu sıralarda o anın heyecanıyla çok bir anlam ifade etmemektedir. Ne zaman ki adliye koridorlarında avukat olarak koşturup, mesleğin gerçekleriyle, aşağıda bir kısmı paylaşılan sorularla yüzleşince hocanın cümlesindeki mana hayat buluyor.
Müzekkere nedir?
Tevzi Bürosu nerededir?
Fek, Takyidat, Tensip zaptı nedir?,
Vergi, stopaj nasıl hesaplanıyor?
Dava Dilekçesi nasıl yazılır?
Avukatlık haklarım nelerdir?
Sözleşme nasıl yazılır?
İhtarname nasıl çekilir?
Duruşmalarda nerede durmam gerekir?
Gerçekten de hukuk derya deniz, lakin bu sonsuzluk sadece mevzuat anlamında değil. Teori ile pratiğin farklı olması gibi büyük bir eksiklik var hatta büyük bir kargaşa. Ne yazık ki, yeni mezun öğrenci, öğrendiği hukuk bilgisini icraya geçirme konusunda fakültede hiçbir altyapı tesis edilmediğinden sudan çıkmış balığa dönmektedir.
Avukatlık stajına başlayan bir avukatı ilk karşılayan yer icra daireleridir. Fakültede İcra İflas Kanunu öğretilmesine rağmen, icra dairesine girildiği anda uygulamanın teorik bilgiden çok farklı olduğunu görülmektedir. Örneğin; kanun, ödeme emrini İcra Müdürü hazırlar der, lakin uygulamada İcra Müdürü, alacaklı tarafın avukatı tarafından hazırlanan ödeme emrini inceler ve imzalar. Yani dosyayı alacaklı taraf avukatı hazırlar ve icra müdürüne sunar. Fakültede ise sadece ödeme emrinden bahsedilir, ödeme emrinin ne olduğunu konusunda herhangi bir bilgilendirme söz konusu değildir.
Bir icra dosyasının baştan sona nasıl hazırlanacağı, müzekkerenin ne olduğu, icra dairesine talebin nasıl yapılacağı ve yukarıda da değinilen birçok konu derslerde anlatılmaz. Fakülteden yeni mezun bir Stajyer Avukatın ya da öğrencinin bu icra dosyasını nasıl hazırlayacağını bilmeyip, bir memurdan diğer memura sürüklenmesi ne yazık ki hevesini kırmakta, özgüvenini zedelemektedir. Bununla da kalmayıp kalem personelleri tarafından da yanlış şekilde algılanıp maalesef bazen küçük düşürücü bir muameleye bile maruz kalınabilmektedir.
Usulü ve haklarını bilmeyen bir Avukata Mübaşir tarafından yönlendirmeler yapılması, duruşmada hâkimin ne tarafında duracağını göstermesi, mesleki anlamda ne kadar üzücü bir durumdur. Ve fakat fakültede, hiçbir derste davacı taraf hâkimin sağında durur diye söylenmemiştir.
Avukatlık Akademisi de, birçok Hukuk öğrencisiyle, Avukatla yapmış olduğu ikili görüşmeler ve anketlerle teorikle pratiği birleştirmeye ve uygulamaya yönelik bir çalışma yapılması gerekliliği ile ilgili geri bildirimler almıştır. Bu çerçevede İstanbul’da bulunan birçok üniversite tarafından onaylanmış Avukatlık Akademisi, UYGULAMALI AVUKATLIK KAMPLARI sayesinde teori ile pratiği buluşturacak ve siz değerli Hukukçuların kariyerlerine destek sağlayacaktır.
Tüm eksikliklerin farkında olarak Üniversite Onaylı kamplar sistemli bir şekilde planlanmıştır. Düzenlenecek bu eğitimlerde kişiyi mevzuat anlamında kanuna boğmak yerine teoriden pratiğe nasıl geçileceğini öğretmek hedeflenmiştir.
Eğitimlerin tamamı tek düze olmayıp, sıkıcı ve soyut anlatımlardan ziyade materyallerle konular üzerinden simülasyonlar, kurgusal duruşmalar yapılarak yaygın öğrenme metotlarıyla eğitimler uygulanacaktır.
Akademi, yapmış olduğu eğitim ve kamplarla hem farklı bölgelerde okumuş, mesleğini icra eden yahut hâlihazırda Avukat olarak görev yapan kişilerin yaygın öğrenme metotları ile gelişimlerini desteklerken hem de eğlenceli aktivitelerle network ağının kurulmasına ön ayak olacaktır.
Uygulamalı Avukatlık Kampları hem yurt içi hem yurt dışında düzenlenecek olup farklı coğrafyaları ve tarihi hukukla buluşturacaktır.

arayalım
Kişisel bilgileriniz kesinlikle 3.Şahıslar ile paylaşılmaz. Avukatlık Akademisi bu konuda azami önem göstermektedir.